CHP Genel Lider Yardımcısı Seyit Torun, CHP Mahallî İdareler Heyeti ile CHP Aksaray Vilayet Başkanlığı’nda açıklama yaptı. Torun şunları söyledi:
“Türkiye’de yaklaşık 249 belediyemiz var. Bunların yaklaşık yüzde 80’inini ziyaret ettik. Bugün de Aksaray’dayız. Belediyelerimizin hem meselelerini dinlemek hem tahlil teklifleri aktarmak hem de birlik ve beraberlik içerisinde daha güzelini nasıl yapabiliriz, onun çalışmalarını yapmak için ziyaretlerimizi devam ettiriyoruz. Burhanettin Bulut Adana Milletvekilimiz, Cavit Arı Antalya Milletvekilimiz ayrıyeten şu anda ortamızda bulunmayan Bilecik Milletvekilimiz Yaşar Tüzün’de mahallî idareler takımımızda. Daima birlikte bu sorumluluğu üstlenmeye çalışıyoruz. Daha uygununu yapma eforu içerisinde misyonumuza devam ediyoruz.
‘Yoksulluk, yasaklar ve her türlü aksilikler arttı’
Gerçekten çok sıkıntı günlerden geçiyoruz. Çok değerli günlerden geçiyoruz. 20 yıldır ülkeyi yöneten iktidar geçmişte birçok vaatte bulunmuş olmasına karşın, birçok bahiste bize kelam vermiş olmasına karşın 20 yılın sonunda geldiğimiz nokta maalesef tam aksisi. Yoksulluk, yasaklar ve her türlü aksilikler arttı. Verilen kelamların bir kısmı da unutuldu. Aksaray’a geçmişte Aksaray Ulukışla Demiryolu kelamı verildi 2004’ten bu yana maalesef yapılmadı bekliyor. 18 yıldır her geldiklerinde kelam verdiler maalesef bir çivi dahi çakmadılar. Geçen yıl sayın Genel Liderimiz ziyaretinde mevzuyu gündeme getirdi, bunun üzerine bir ihale süreci başlattılar lakin hala bir yıldır en ufak bir gelişme yok.
‘Tıp fakültesi dekan yardımcılığına maalesef son olarak bir veteriner doktor atandı’
İktidarın Türkiye’de olduğu üzere Aksaray’da da sıhhat siyasetlerindeki yanılgılar, yanlışlar maalesef vatandaşlarımızın önüne büyük bir fatura olarak geliyor. Aksaray Üniversitesi’ne bağlı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde maalesef birçok branşta tabip açığı var, hekim açığı var. Üstelik Aksaray birçok ilçenin hizmet aldığı kent olmasına karşın bu eksikler hala giderilmiş değil. Bir garabet var ki anlamak mümkün değil. Tıp fakültesi dekan yardımcılığına maalesef son olarak bir veteriner tabip atandı. Bu hangi akla hizmet etmek, nasıl bir anlayıştır anlamak mümkün değil. ‘Liyakat’ diyoruz. Liyakat çok değerli, şayet devlette liyakati bitirirseniz tahlilleri de üretemezsiniz, problemleri da çözemezsiniz. Aksaray halkına yaşattığınız bu olay bahtı olmamalı, bunu yaşamamalı. Otuz- otuz beş yıl evvel de kelam verilmiş bir havaalanı var. Temeli atılmıştı artık bildiğim kadarıyla otlar yükseldi, orada hayvanlar otluyor. Az evvel yaptığımız toplantı da partililerimiz dedi ki, ‘Aksaray’ın yurt dışında çalışan hemşerisi çok fazla ve değerli ekonomik geliri de oradan sağlıyor. Maalesef bu manada bir havaalanı ulaşımı yok.’ Bu kadar gurbetçisi olmasına karşın bir havaalanı hala kazandırılamadı.
‘Afrika’da üretim yapmaktan bahsediyor lakin benim üreticimi maalesef hiç düşünmüyor’
Aksaray bir tarım ili, ilçeleriyle birlikte kıymetli bir katma paha oluşturuyor. Lakin maalesef tarım ismine en ufak bir gelişme yok. Venezuela’da tarım yapmaktan bahsediyor Tarım Bakanı, Afrika’da üretim yapmaktan bahsediyor fakat benim üreticimi maalesef hiç düşünmüyor. Aksaray’ın çiftçisini de hiç düşünmüyor. Hayvancılıkta ve öteki tarım eserlerinde önemli bir potansiyeli olan Aksaray her geçen gün maalesef bu gücünü kaybediyor. Bir tarım ülkesiyken artık bir ithalatçı pozisyonuna geldik. Samandan tutunda, etinden tutunda birçok tarım eserini ithal eder duruma geldik. Bu kabul edilebilir bir durum değil.
‘Biz seninle birebir gemide değiliz’
Bütün bu meseleleri yaşarken geçenlerde Erdoğan, ‘Türkiye gemisi içindeyiz, gemi batarsa hepimiz boğulacağız’ dedi. Erdoğan’a buradan bir davette bulunmak istiyorum: Sayın Erdoğan biz seninle tıpkı gemide değiliz. Sen saltanat gemisindesin lakin biz Bandırma Vapuru’ndayız. Sen o saltanat gemisinde yandaşlarınla zevk sefa içinde yaşarken, bolluk içinde yaşarken biz Bandırma Vapuru’nda fakir halkımızın ve her geçen gün sıkıntıları büyüyen halkımızın tahlillerini üretmek için uğraş ediyoruz. Siz saltanat gemisinde zevk sefa içinde yaşarken halkın gemisini, vapurunu batırmaya çalışıyorsunuz. Yüz yıl evvel olduğu üzere o saltanat gemisi batacak ancak Bandırma Vapuru kazanacak, halkın vapuru kazanacak bundan emin olun.
‘2022 bütçesinden yalnızca karayollarının geçiş garantisine ayrılan para 27 milyar TL’
Geçtiğimiz günlerde de bir tabir kullandı, ‘TL’ye inancın, dövize yatırım yapmayın’ diyor. Hangi akla hizmet ederek bu cümleyi kuruyorsun anlamak mümkün değil. Köprüyü müteahhide dövizle vereceksin, yolu dövizle vereceksin ondan sonra vatandaşa diyeceksin ki, ‘TL’ye inancın.’ Sen niçin güvenmiyorsun o ihaleyi verirken, niçin döviz üzerinden veriyorsun? Bu vatandaşın aklıyla alay etmektir. 2022 bütçesinden yalnızca karayollarının geçiş garantisine ayrılan para 27 milyar TL. Bu hepimizin parası. O köprülerden, yollardan geçmediğimiz halde cebimizden çıkan para bunlar. Bu ayrılan paranın daha da ayrılacağı kesin. Bu türlü bir hastalıklı anlayışı kabul etmemiz mümkün değil.
‘Faizi ‘yüzde 13’e düşürdük’ diye milleti kandırmaya çalışıyorlar’
Bir de faizi ‘yüzde 13’e düşürdük’ diye milleti kandırmaya çalışıyorlar. Kimi kandırıyorsunuz? Bankalara yüzde 13’ten vereceksiniz, o bankalara vatandaşlara yüzde 30’dan 40’tan verecek. Ondan sonra faizi düşürdük diyeceksiniz. Düşen vatandaşın faizi değil ki, bankaların faizi. Bu türlü olmamış olsaydı yüzde 400 kar açıklar mıydı? Lakin maalesef vatandaşı faiz boyunduruğu altında yaşatırken birileri çıkarlarını her gün artırıyor. Vatandaşın artık icra evrakları, icra dairelerine sığmaz halde. Son bir yılda 1,5 milyon arttı icra evrakı, 24 milyonu geçti. 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde 24 milyon maalesef icra belgesi var. Kredi kartı borç takibine düşen kişi sayısı 4 milyon 100 bin kişi olmuş. Türkiye’nin 20 yıl sonunda geldiği nokta bu.
‘Türkiye’de ortalama konut fiyatı neredeyse 2 milyon TL civarında’
Bir iktisat bakanımız var hayal dünyasında yaşayan, uyuyup uyanan bize çeşitli vaatler, sayılar veren. Geçtiğimiz günlerde de ‘konut fiyatları ve kiralar normalleşiyor’ demiş. Sayın bakan senin herhâlde kiradan, vatandaşın sıkıntısından haberin yok. Şu anda fiyatlar yüzde 300 arttı. Türkiye’de ortalama konut fiyatı neredeyse 2 milyon TL civarında. İstanbul’da kiralar 6 bin 500 liraya çıktı. Hala bakan çıkmış, ‘kiralar normalleşiyor’ diyor. Artık şu hayal dünyasından çıkıp, Türkiye’nin gerçeklerini görse ve Türkiye’de ne oluyor ne bitiyor, vatandaşımız ne durumda bunu bir bilse sahiden çok daha yeterli olacak. Bu bakan görüldü ki geldiği günden bu yana ortaya koyduğu hiçbir sayı, hiçbir öngörü gerçekleşmedi. Artık de ‘yılbaşından sonra enflasyon tek haneli sayılara düşecek’ diyor. Üstelik maksat açıklıyorlar yüzde 18 diye, artık çıkmış diyor ki, ‘tek haneli sayılara düşecek.’ Anlaşılan sayın bakana metinler veriliyor, ‘sen bunu oku, bunu anlat bu milleti de ikna et’ deniliyor. Bu türlü bir anlayışın kabulü mümkün değil. Artık aklımızla alay ediyorlar ve bu ülkenin de gerçeğinden uzaklar.
‘Görülüyor ki yurt problemiyle ilgili en ufak bir gelişme yok’
Üniversite imtihanları yapıldı. Tercihler yapılıyor, kayıtlar başladı. Görülüyor ki yurt problemiyle ilgili en ufak bir gelişme yok. Öğrencilerimiz daima bizi arıyorlar. Geçen yıl bu sorunu yaşadık, öğrenciler bankta kaldı. Sahiden çok güç bir süreç yaşandı. Belediyelerimiz bu manada meskenler, binalar kiraladılar. Hiç değilse ellerinden geldiğince vilayetlerine gelen öğrencilerimiz açıkta kalmasın diye çabaladılar. Ancak geçen yıl bu iktidar, bu sorunu yaşadığı halde üniversiteye girecek öğrenci sayısı aşikâr, üniversitelerin durumu muhakkak, yurt sayısı aşikâr maalesef yanlışsız dürüst bir tedbir alamadı. Tekrar tıpkı sıkıntıyla karşı karşıyayız. Artık, ‘850 TL kredi verdim’ diye övünüyor. Yeterli de şu anda özel yurtlar, mesken kiraları 2-3 katına çıkmış. Senin yurt kapasitende mümkün değil. Verdiğin krediyle övünüyorsun lakin bu krediyle öğrencilerimizin yaşaması ve barınması kelam konusu değil. 2019’dan bu yana belediyelerimiz bu probleme tahlil bulabilmek için yurt sayısını 22’den 83’e kapasitesini de 3 binlerden 15 binlere çıkardı. Yaklaşık 4 kat artırdı, tekrar imkanları ölçüsünde de öğrencilerimizin açıkta kalmaması için barınma meselesine kesinlikle ellerinden geldiğince katkıda bulunacaklar.
‘Her geçen gün iktisadın üzerimize yükü artıyor’
Her geçen gün iktisadın üzerimize yükü artıyor. Üretici fiyatlarındaki artış, tüketici fiyatlarındaki artış, ortalamalar, TÜİK’in açıklamaları… Görülüyor ki artık belgisiz bir sürece girdik ve her geçen gün maliyetimiz artıyor. ‘Enflasyonda düşüş sağlayacağız’ dediler. Artık işi attılar şubat, marta. Lakin hala, ‘işte aralıkta düşecek, şurada düşecek’ televizyonlarda bir haberi verecekleri vakit alt yazı geçer ya ‘az sonra’ diye, daima ‘az sonra’ diyorlar fakat o az sonralar bitmiyor her geçen günde enflasyon artıyor. Yüzde 48 olduğunda demişlerdi ki, ‘bu pik düzeyi, bundan daha fazla artmayacak.’ Ancak artık resmi sayı hani TÜİK datalarını biliyoruz ya yüzde 80 fakat vatandaşın enflasyonu üç haneli sayıya ulaştı. Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon iddiası de her geçen gün maalesef artıyor.
‘Dış siyasette sıfır meseleyle aldılar bu ülkeyi ancak şu anda problemli olmadığımız ülke kalmadı’
Öyle bir devirde yaşıyoruz ki, tek adam idaresi ‘ben yaparım’ anlayışı içerisinde, ‘ben ne yaptıysam doğrudur’ anlayışı içerisinde hareket ediyor. Dış siyasette sıfır meseleyle aldılar bu ülkeyi lakin şu anda problemli olmadığımız ülke kalmadı. Bir Suriye siyaseti ortaya koydular, bir ihvancı dış siyaset ortaya koydular. Evvel, ‘Esad’dı birlikte tatil yaptılar. Komşu kapısı üzere gittiler, geldiler. ‘Kardeşim Esad’dı, 2011’den sonra ‘Esed’e dönüştü, ‘katil’ dedi. Yıllarca ‘terörist Esed’le yürümek imkansız’ dedi, ‘inşallah rejim bir cesede dönüşecektir’ dedi, ‘zalim Esed’in hükümdarlığını bitireceğiz’ dedi ve 4 milyona yakın Suriyeliyi aldık, milyarlarca dolar harcama yaptık, her kentte önemli problemler yumağı içerisinde kaldık, 11 yıl sonra, ‘bizim Esad’ı yenmek üzere bir kaygımız yok’ diyor.
‘Kemal Kılıçdaroğlu deyince yapmadınız lakin Putin deyince artık tıpış tıpış, ‘görüşeceğiz, diyalog kuracağız’ dediniz’
Sayın Genel Lider 2-3 yıl evvel ‘Orta Doğu Barış İş Birliği Teşkilatı’nı kuralım, tarafları bir ortaya getirelim bu sorunu emperyalist güçlere bırakmadan kendi ortamızda çözelim’ dedi. Hiçbir öneriyi kabul etmediniz. ‘Bir diyalog kurulsun, bir iş birliği kurulsun’ dedi. Yani Kemal Kılıçdaroğlu deyince yapmadınız lakin Putin deyince artık tıpış tıpış, ‘görüşeceğiz, diyalog kuracağız’ dediniz. Erdoğan maalesef artık oburlarının talimatlarıyla hareket eder noktaya gelmiştir. Bu ülkemiz içinde sahiden üzücü bir durumdur. Göreceksiniz önümüzdeki günlerde geçmişte söylediği savları, hakaretleri, her şeyi bir yana bırakacak güya hiçbir şey olmamış üzere hareket edecek. Faturayı biz ödüyoruz. 100 milyar dolara yakın Suriyelilere harcama yapıldı. Bu orta senden, benden, bizden çıktı. Sen bir karar alacaksın lakin bu karar senin keyfi kararından ötürü bu ülke insanı bedel ödeyecek. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.
‘Kendisinden olmayanları maalesef ötekileştiriyor ve dışlıyor’
İnşallah bu seneyi kazasız belasız, yangınlar, seller, zelzele olmadan atlatırız. Bir anlayış var ki yıllardır bizi ayrıştırıyor. Kendisinden olmayanları maalesef ötekileştiriyor ve dışlıyor. Artık geçen yıl biliyorsunuz canımız yandı. Her birimiz önemli yangınlarla karşı karşıya kaldık. Tuttu, bu yangınlarla ilgili, ‘Antalya ve Muğla’da yangınlar oldu, belediyeleriniz ne yaptı’ diye söylemiş. Allah’tan kork Erdoğan. Sonuçta orman yangınlarını söndürmek Orman Genel Müdürlüğü’nün yetkisinde. Şayet bir yerleşim alanına gelirse elbette ki belediye gerekeni yapar. Lakin orman olmasına karşın gece gündüz can siperhane belediyelerimiz müdahale etti. Her türlü imkanlarıyla, uçak da kiraladı, helikopter de kiraladı bütün kapasitesinin üstüne çıktı. O yangıları söndürmek içinde gayret etti. Hiç değilse emeğe saygın olsun. O insanların alın terine, uğraşına saygın olsun. Bunun üzerinden siyaset yaparak ayrıştırma, bölme. Bu ülkede yaşayan 84 milyon seni cumhurbaşkanı olarak biliyor ancak sen maalesef o vazifesi istismar ederek ayrıştırıyorsun, ötekileştiriyorsun bunu da kabul etmemiz mümkün değil.
‘Biz bu milletin hakkını arıyoruz’
Bu yaşadığımız süreç bizim mukadderatımız değil. Türkiye’nin problemleri çözülebilir. Tek sorun bu iktidarın yanlış tercihler kullanmasından, kaynaklarını yanlış değerlendirmesinden. Teğe mal olacak işi, beş liraya mal etmesinden. Biz sana hastaneyi ‘niye yaptın’ diye sormuyoruz. Biz diyoruz ki ‘kaça yaptın, kaç yıllığına verdin’ diye soruyoruz. Çabucak çıkıp, ‘bunlar hastaneye karşı’ diyor. Biz, ‘bu yolu kaça yaptın, bu köprüyü kaça yaptın, kaç yıllığına verdin’ diyoruz, ‘bunlar yola, köprüye karşı’ diyor. Hayır biz bu milletin ödediği vergilerin nereye harcandığını soruyoruz. Biz bu milletin hakkını arıyoruz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını arıyoruz. Bunu söylediğimizde ya ‘terörist’ oluyoruz, ya ‘dış güçlerin adamı’ oluyoruz. Ne olursa olsun peşini bırakmayacağız. Gelecek süreçte yapılacak birinci seçimde iktidar olacağız. Bu ülkenin parasını peşkeş çeken, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen sarayın o beslemelerine, beşli çetelerine de hesabını soracağız. Bu milletten aldıklarını, bu millete tekrar iade edeceğiz. Hiç kimse zannetmesin ki ‘yaptım yanıma kaldı, yurt dışına kaçırdım’ onların hepsi kesinlikle bu ülkenin hakkı, bu ülkeye teslim edilecek bundan da emin olun.
‘Sadece milletin iradesi üzerinden zenginleşenler kesinlikle bunun da hesabını verecek’
Çok çalışmamız lazım, daima illerdeyiz, daima vatandaşlarımızla beraberiz. Batısından, doğusuna, kuzeyinden güneyine her yerdeyiz. Vatandaşlarımızın kaygılarını dinliyoruz, tahlil tekliflerimizi aktarıyoruz, tahlillerinde mümkün olduğunu tabir ediyoruz. Birileri vilayetine gelemiyor zira onlar ihale, rant peşinde. ‘Giderayak ben neyi, nasıl götürürüm’ onun gayreti içinde. Aksaraylının oyunu alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gideceksin, Meclis’te hakikat düzgün hiçbir oturuma katılmayacaksın ne Aksaray sokağında varsın ne Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde varsın. Eminim ki Aksaraylı hemşerilerimizde bu durumu kıymetlendirecek. Halkın iradesini alarak, halkın hakkını yiyenden bizde hesap soracağız, inanıyorum ki Allah’ta hesap soracak. Hiçbir tasanız olmasın. Yalnızca milletin iradesi üzerinden zenginleşenler kesinlikle bununda hesabını verecek.
‘Sorunları çözecek kaynağımız da insan birikimimiz de var‘
Güzel günler yakında daima birlikte o hoş günleri göreceğiz. Bunu hak ediyoruz. Biz büyük bir devletiz, büyük bir ülkeyiz. Problemleri çözecek kaynağımız da insan birikimimiz de var. Tek sorun bu tek adam idaresi ve bu basiretsiz iktidar, idare bizi ayrıştırarak, fakirleştirerek yönetmeye çalışıyor. Lakin biz halkın hakkını kesinlikle teslim edeceğiz. Birlikte çalışacağız, birlikte paylaşacağız. Bu ülkede daima birlikte hoşluğu yaşayacağız. Geliyor gelmekte olan.”