Küresel ısınmanın tesirleri, buharlaşma ve yağışların azalması nedeniyle kimi bölgelerinde iki kilometreye yakın çekilmenin yaşandığı Van Gölü’nde yıllardır su altında kalan birçok yapı gün yüzüne çıkıyor.
Erciş ilçesine bağlı Çelebibağı Mahallesi Madavank mevkiinde Urartu periyoduna ilişkin yerleşim alanları, açık hava tapınma alanındaki ana kayada ‘T’ formunda 3 niş, kayaya oyulmuş iskele ve anakaya tabanına kazılmış lahit halinde mezarlar tespit edildi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Lideri Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu ile Van Müzesi Müdürü Fatih Arap, suyun çekildiği bölgeye giderek ortaya çıkan yapıları inceledi.
Çavuşoğlu, Van Gölü’ndeki çekilmeyle yıllardır su altında kalan birtakım yapı kalıntılarının görülebildiğini, daha evvel de kayaya oyulmuş 11 basamaklı Urartu limanının bulunduğunu söyledi.
Göldeki çekilmeyle T’ halinde kutsal tapınma alanlarının ortaya çıktığını anlatan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“T biçimindeki nişler, daha çok Van Kalesi’nden de bildiğimiz üzere yürüme düzeyinde bulunan, insanların rahat ulaşabileceği cinsten ana kayaya açılmış olan tapınma alanları. Buraların en büyük özelliği, insanların dini ritüellerini yapabilmesi için bu alanlara gelerek sıvı libasyonu yahut rablerine adamış oldukları eşyaları bıraktıkları alanlar olması. Şu ana kadar birinci kez yan yana 3 nişin çıkması Urartu arkeolojisi açısından ehemmiyet arz etmektedir. Van Gölü sularının son yıllarda çekilmesiyle Urartu devrine ilişkin yapıların, gölün kenarında inşa edilmiş kalelerin ve yerleşim ünitelerinin birçok arkeolojik buluntusu ortaya çıkmaya başlamıştır.”
Bölgede ana kayaya açılmış mezarlıkların da gün yüzüne çıktığını anlatan Çavuşoğlu, “Ana kayaya lahit biçiminde açılmış küçük ve büyük yuvaların içine insanların gömüldüğünü görmüş olduk. Urartu devrine ilişkin birinci olarak karşımıza çıkan bir uygulama. Bu da bize bulunduğumuz alanın, kaya mezarları ve gömü halleriyle dini ritüellerin yapıldığı bir ünite olduğunu, Urartular devrinde açık hava tapınım alanı olarak kullanıldığını gösteriyor” dedi.
Fatih Arap ise daha evvel birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenen bölgeye ait, “Burası bir tapınım alanı. Van Gölü sularının çekilmesiyle Urartu literatüründe bildiğimiz ve birinci sefer ana yerde kaya oyularak yapılan bir mezar yapısını burada görüyoruz” sözünü kullandı. (AA)